Ben nasıl böyle oldum, nasıl bu hale geldim.
Böyle giderse, ben de çekip gidicem!
Neden?
23 Ekim 2009 Cuma
11 Ekim 2009 Pazar
4 Ekim 2009 Pazar
29 Eylül 2009 Salı
"hayat mı devam ediyor..."
Adamcağız şafak sökene kadar eksiksiz bırakmadı elinden sigarasını,
o içti, duvarlar içti, perdeler içti, hatıralar içti...
...Adam dumanın raksetmesini öylece izledi...
Sonra adama ne oldu bilmiyorum, hani hep sonralar gelir ya, bunda öyle bir son yok.
(ama yine de devam etsin istiyorduk)
Adam sabah olunca bir büfeden sıcak çay ve simit almıştır. Saatine bakmıştır. işine gitmek için bir otobüs durağında durmuştur. Kim bilir belki de simitini bir kediyle paylaşmıştır.
Başımıza bir şey gelir "herkes hayat devam ediyor" der. O da "lanet olası dünyada sadece bir gölgeyim" der.
"Hepimiz çamurun içindeyiz, ama içimizden bazıları o çamurun içindeyken bile gökteki yıldızlara bakar!" oscar w.
o içti, duvarlar içti, perdeler içti, hatıralar içti...
...Adam dumanın raksetmesini öylece izledi...
Sonra adama ne oldu bilmiyorum, hani hep sonralar gelir ya, bunda öyle bir son yok.
(ama yine de devam etsin istiyorduk)
Adam sabah olunca bir büfeden sıcak çay ve simit almıştır. Saatine bakmıştır. işine gitmek için bir otobüs durağında durmuştur. Kim bilir belki de simitini bir kediyle paylaşmıştır.
Başımıza bir şey gelir "herkes hayat devam ediyor" der. O da "lanet olası dünyada sadece bir gölgeyim" der.
"Hepimiz çamurun içindeyiz, ama içimizden bazıları o çamurun içindeyken bile gökteki yıldızlara bakar!" oscar w.
28 Eylül 2009 Pazartesi
Armutttttt
Biraz buradardan ayrıldım başka bir masaya konuk oldum.
Ellerim şekerle doldu. El öptüm.
Yine geldim sonra bir akşamüstü treniyle.
Galiba yine yalnız kaldım.
Elma dersem "çıkın"
Armut dersem "çıkmayın"
"Armutttt"
Ellerim şekerle doldu. El öptüm.
Yine geldim sonra bir akşamüstü treniyle.
Galiba yine yalnız kaldım.
Elma dersem "çıkın"
Armut dersem "çıkmayın"
"Armutttt"
24 Ağustos 2009 Pazartesi
Bir başlangıç, bir adım, bir niyet...
Gerisi gelir (mi?)
Gerisi gelir (mi?)
|
23 Ağustos 2009 Pazar
18 Ağustos 2009 Salı
16 Ağustos 2009 Pazar
Çöl sınırı
Gözüme kaçan kum taneleri,
Mecnun senin gözlerinde böyle mi acıyordu?
Leylayı bu acıyan gözlerle mi gördün?
Nereye gitsen Leyla'nın izi.
Leyla, kara kuru bir kız.
Mecnun, umudumun adı, bulan, öğrenen, layık...
Ben boşlukların insafsızlığında, karanlık duvarların en sevgili yâri
Mecnun senin gözlerinde böyle mi acıyordu?
Leylayı bu acıyan gözlerle mi gördün?
Nereye gitsen Leyla'nın izi.
Leyla, kara kuru bir kız.
Mecnun, umudumun adı, bulan, öğrenen, layık...
Ben boşlukların insafsızlığında, karanlık duvarların en sevgili yâri
30 Temmuz 2009 Perşembe
D E L İ
Deli olduğumu düşünüyorum?
ya da en az kendimi akıllı diye öne sürmüyorum.
Bu gün bu kadarım bu gün çok acizim, ağlasam gözlerimin rengi akar, bir çığlık koparsam herkes başıma toplanır.
Bu dünyanın derin bir kuyu olduğunu Yusufu okuyunca anladım.
Yusuf zindanında bana da yer var mı?
Bir gömlekte ben yırttım.
-Yusuf, zindanın da, gömlek yırtana da yer var mı?
ya da en az kendimi akıllı diye öne sürmüyorum.
Bu gün bu kadarım bu gün çok acizim, ağlasam gözlerimin rengi akar, bir çığlık koparsam herkes başıma toplanır.
Bu dünyanın derin bir kuyu olduğunu Yusufu okuyunca anladım.
Yusuf zindanında bana da yer var mı?
Bir gömlekte ben yırttım.
-Yusuf, zindanın da, gömlek yırtana da yer var mı?
22 Temmuz 2009 Çarşamba
20 Temmuz 2009 Pazartesi
10 Mayıs 2009 Pazar
14 Nisan 2009 Salı
19 Mart 2009 Perşembe
Eğer
Uçmayı bilseydim ve uçuyor olsaydım, kesinlikle uçmuştum.
Balıklar gibi yüzüyor olsaydım kesinlikle karaya çıkmazdım.
Ressam olsaydım fırçam elimden düşmez,
sesim güzel olsa hiç susmazdım.
Güzel pastalar ve kekler yapıyor olsaydım, mutfak benim yüreğim olurdu.
Çocuk olsaydım eve girmez,salıncaktan inmezdim,
kalem olsam yazı yazar, kağıt olsam beyaz olurdum....
Ama Allah benim böyle bir insan olmamı istedi, İnsan ol, merhemetli ol dedi
insan ol, haddini bil, senin için en iyisi bu dedi...
İnsan olmaya çalışıyorum...
Balıklar gibi yüzüyor olsaydım kesinlikle karaya çıkmazdım.
Ressam olsaydım fırçam elimden düşmez,
sesim güzel olsa hiç susmazdım.
Güzel pastalar ve kekler yapıyor olsaydım, mutfak benim yüreğim olurdu.
Çocuk olsaydım eve girmez,salıncaktan inmezdim,
kalem olsam yazı yazar, kağıt olsam beyaz olurdum....
Ama Allah benim böyle bir insan olmamı istedi, İnsan ol, merhemetli ol dedi
insan ol, haddini bil, senin için en iyisi bu dedi...
İnsan olmaya çalışıyorum...
18 Mart 2009 Çarşamba
Ölmeden evvel
Sen bunun için yaratılmadın dedi bir ses.
Sen bunlar için üzülüyor olamazsın.
Ey sesin sahibi yeryüzü boşaldı da bir tek ben mi kaldım? Elbette sızlanacağım, şu içimin acısını okuyabiliyor musun?
Şu dünyanın küskün haline sen ne dyorsun?
Ey aşıkların şahidi gün daha doğmadı, ne olur ne olur benim canımı da al, bu aşk ki, artık sözcüklerimi tüketti.
Al canımı bende dinlenmiş olayım.
Bir ses geldi derinden; Sen bunun için yaratılmadın, Dön, dön ki evren gibi aşkı ölmeden son defa tat...
Sen bunlar için üzülüyor olamazsın.
Ey sesin sahibi yeryüzü boşaldı da bir tek ben mi kaldım? Elbette sızlanacağım, şu içimin acısını okuyabiliyor musun?
Şu dünyanın küskün haline sen ne dyorsun?
Ey aşıkların şahidi gün daha doğmadı, ne olur ne olur benim canımı da al, bu aşk ki, artık sözcüklerimi tüketti.
Al canımı bende dinlenmiş olayım.
Bir ses geldi derinden; Sen bunun için yaratılmadın, Dön, dön ki evren gibi aşkı ölmeden son defa tat...
5 Mart 2009 Perşembe
25 Şubat 2009 Çarşamba
Allahım Bu Vuslatı Hicran Etme
Allahım bu vuslatı hicran etme
Aşkın sarhoşlarını nalan etme
Sevgi bahçesini yemyeşil bırak
Bu mestlere bahçelere kasdetme
Dalı yaprağı vurma hazan gibi
Halkını başı dönmüş zelil etme
Kuşunun yuvasının ağacını
Yıkma da kuşlarını perran etme
Kumunu ve mumunu karıştırma
Düşmanları kör et de şadan etme
Hırsızlar aydınlığın düşmanıdır
Onların işlerini asan etme
İkbal kıblesi yalnız bu halkadır
Umut kabesin öyle viran etme
Bu çadır iplerini öyle katma
Çadır senindir eya sultan etme
Yok dünyada hicrandan daha acı
Ne istiyorsan et de onu etme
M e v l a n a
Aşkın sarhoşlarını nalan etme
Sevgi bahçesini yemyeşil bırak
Bu mestlere bahçelere kasdetme
Dalı yaprağı vurma hazan gibi
Halkını başı dönmüş zelil etme
Kuşunun yuvasının ağacını
Yıkma da kuşlarını perran etme
Kumunu ve mumunu karıştırma
Düşmanları kör et de şadan etme
Hırsızlar aydınlığın düşmanıdır
Onların işlerini asan etme
İkbal kıblesi yalnız bu halkadır
Umut kabesin öyle viran etme
Bu çadır iplerini öyle katma
Çadır senindir eya sultan etme
Yok dünyada hicrandan daha acı
Ne istiyorsan et de onu etme
M e v l a n a
22 Şubat 2009 Pazar
BEN SENDEN ÖNCE ÖLMEK İSTERİM
Ben
senden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
İyisi mi,beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun
ki içinde beni görebilesin
Fedakarlığımı anlıyorsun
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
Ve toz oluyorum
yaşıyorum yanında senin.
Sonra, sen de ölünce
kavanozuma gelirsin.
Ve orada beraber yaşarız
külümün içinde külün
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar...
Ama biz
o zamana kadar
o kadar
karışacağız
ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
yan yana düşecek.
Toprağa beraber dalacağız.
Ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak :
biri sen
biri de ben.
Ben
daha ölümü düşünmüyorum.
Ben daha bir çocuk doğuracağım
Hayat taşıyor içimden.
Kaynıyor kanım.
Yaşayacağım, ama ,çok, pek çok,
ama sen de beraber.
Ama ölüm de korkutmuyor beni.
Yalnız pek sevimsiz buluyorum
bizim cenaze şeklini.
Ben ölünceye kadar da
Bu düzelir herhalde.
Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bugünlerde?
İçimden bir şey :
belki diyor.
NAZIM HİKMET
senden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
İyisi mi,beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun
ki içinde beni görebilesin
Fedakarlığımı anlıyorsun
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
Ve toz oluyorum
yaşıyorum yanında senin.
Sonra, sen de ölünce
kavanozuma gelirsin.
Ve orada beraber yaşarız
külümün içinde külün
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar...
Ama biz
o zamana kadar
o kadar
karışacağız
ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
yan yana düşecek.
Toprağa beraber dalacağız.
Ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak :
biri sen
biri de ben.
Ben
daha ölümü düşünmüyorum.
Ben daha bir çocuk doğuracağım
Hayat taşıyor içimden.
Kaynıyor kanım.
Yaşayacağım, ama ,çok, pek çok,
ama sen de beraber.
Ama ölüm de korkutmuyor beni.
Yalnız pek sevimsiz buluyorum
bizim cenaze şeklini.
Ben ölünceye kadar da
Bu düzelir herhalde.
Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bugünlerde?
İçimden bir şey :
belki diyor.
NAZIM HİKMET
21 Şubat 2009 Cumartesi
14 Ocak 2009 Çarşamba
Dert Pazarı
. Köklerimi yok etmeye başladım, başladığım yere geri dönmeye alıştım.
Azıcık ağlamayı ve susmayı sonra yeniden gülmeyi...
Azıcık ağlamayı ve susmayı sonra yeniden gülmeyi...
13 Ocak 2009 Salı
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)